Leicester Meydanı, aslına bakılırsa en büyük gişe rekorları kırmayı başaran pek çok film prömiyerlerine ev sahipliği yapmasıyla ün yapmış bir durumdadır. Tarihi tam tamına 1670 senesine dek uzanmakta olan söz konusu bu meydan, 19. yüzyıl dönemlerinden bu yana bir eğlence merkezi şeklinde faaliyet göstermeyi sürdürüyor. Birbirinden harika durumda bulunan restoranların yanı sıra kafeler ile birlikte mağazaları da bulabilecek olduğunuz bu söz konusu meydanın etrafında birkaç tane sinemayı da bulmanız olanaklıdır. Öte yandan söz konusu bu meydan, Çin yeni senesi kutlamalarına ev sahipliği yapmış olmasıyla da da tanınıyor. Kent içerisinde yer alan en turistik meydanlardan bir tanesi olarak bilinirlik elde etmiş olan Leicester Meydanı, birkaç tane aile dostu barından dolayı da ün yapmıştır. Eğer ki ailece akşam olduğu zaman dışarıya çıkma konusunda plan yapıyorsanız, bu meydanın etrafında birbirinden harika mekanları da bulabileceğinizi belirtmek isteriz..
Londra Ulusal Galerisi, dünya üzerinde yer alan en iyi sanat müzelerinin arasında kendisine yer almış durumdadır. 1260 senesinden 1920 senesine dek Avrupa resminin çok büyük bir kısmını sergilemesiyle öne çıkmaktadır. Müze içerisinde en fazla dikkat çekmiş olan bölümleri de, 15. yüzyıl ila 16. yüzyıl dönemlerine ait Hollanda Ustaları ile birlikte İtalyan Okulları koleksiyonları olarak bilinmektedir. Öne çıkmayı başaran eserlerin arasında Leonardo da Vinci’nin Madonna ve Çocuğuna ait olan bir karikatürü, Michelangelo’nun yapmış olduğu Entombment’i ile birlikte Van Gogh’un yapmış olduğu Ayçiçekleri, Botticelli’nin yapmış olduğu Venüs ve Mars’ı ve son olarak Monet’in yapmış olduğu bir Nilüfer Göleti’dir.